rss

Tarayınızda RSS Okuyucu yüklü ise,
Site haber akışımıza üye olabilirsiniz.

27 Temmuz 2024

Bugün Günlük Ziyaret: 262 (262)

Toplam Ziyaret: 26.560.993 (24.417.861)

1000'inci sayımızı kutluyor, bizleri bugünlere getiren okurlarımıza ve destekçilerimize teşekkür ediyoruz.
05 Kasım 2023
Sayı : 1.019,1.020,1.021
Bu kayıt toplam
191 kez okundu.
fb sharer
M. Can Özkardeşler
M. Can Özkardeşler

CUMHURİYETİMİZİN YÜZÜNCÜ YIL COŞKUSU

Bendeniz yetmiş yıllık ömrümde böyle büyük bir coşku görmedim. Değişik yıllarda değişik şehirlerde milli bayramlara katıldım ancak Cumhuriyet'in ilanının yüzüncü yılının kutlandığı 29 Ekim 2023 Pazar günkü kadar büyük bir coşku, sevinç, mutluluk, gözyaşı seli görmedim. Bütün şehirlerde Cumhuriyet kutlamaları ellerde ve evlerin balkonlarından sarkan bayraklar, dillerde marşlar, "Ne mutlu Türküm Diyene" nidaları ve fener alayları ile kutlandı.

Cumhur yani halk, bayramına sahip çıkmış ve kutlamak için yollara düşmüştü; kimi Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e minnet ve şükran duygularını ifade etmek için başkent Ankara'ya, manevi huzuruna, Anıtkabir'e ziyarete gitmiş ve orada bizlere bağımsız, özgür, demokrat ve laik bir ülke bıraktığı için ona dualar etmişti. Bazıları da yedi düvele karşı mücadele verip bizleri esaretten kurtardığı için ona bulunduğu şehirden teşekkürlerini iletmişti. Bu yıl yediden yetmişe bir milyon yüz seksen iki bin dört yüz yirmi beş kişinin ziyaretiyle Anıtkabir'de yeni bir katılım rekoru kırılmıştı.

Kimisi de İstanbul'da Atamızın son günlerini geçirdiği ve sabah saat dokuzu beş geçe bu dünyaya gözlerini kapadığı Dolmabahçe Sarayındaki yatak odasını ziyarete gitmişti. Herkeste duygu sel olmuş gözlerde yaş kalmamıştı. Küçük çocukların şiir okumaları," Atamızın izinden gideceğiz, Cumhuriyete sahip çıkacağız" demeleri hepimizi duygulandırmıştı.

Bizler onu görmeden sevmiştik. Onun yaptıklarını saymakla bitiremeyiz. Yüz yılın dâhisiydi ki onun için bu ifadeyi yabancılar kullanıyordu. Fakat biz değerini tam anlayamamıştık. Onuncu yıl konuşmasında kendi sesinden dinlediğimiz, " Az zamanda çok işler başardık" hep kulaklarımda çınlar. O ve silah arkadaşları olmasaydı, yaptıkları ölüm kalım savaşlarından galip çıkmasaydık biz de Ortadoğu coğrafyasında kaybolmuş, batağa saplanmış küçük bir ülke olurduk.

Kutlamalara geri dönersek çoğu insan da bulunduğu şehirlerde düzenlenen fener alaylarına katıldı, ellerinde bayraklarla konserlere gitti, kurtuluşla ve Cumhuriyet'le ilgili sergileri ziyaret etti. Uzun zamandır ekonomik zorluk çeken halkımızın ilk defa bu bayramda yüzü gülüyordu, sanki vatanın düşman işgalinden kurtarıldığı, Cumhuriyet'in ilan edildiği ilk yıllarda olduğu gibi bir birlik beraberlik, kardeşlik duygusu, vatan sevgisi, başarma isteği tekrar yaşanıyordu.

Televizyonlarda işgal ve kurtuluş yılları filmlerle anlatılıyor, o günler, yaşanan acılar anlatılarak vefakâr ve cefakâr Türk halkının içinde bulunduğu duruma değiniliyordu. Kolay olmamıştı ne savaş, ne Cumhuriyetin ilanı ne de muasır medeniyet seviyesine yükselmek için on yılda yapılan hamleler, açılan fabrikalar, yapılan devrimler.

Bazıları yeni harf devrimiyle bir günde cahil kaldık diyorlar ya hayret ediyorum, tarih okumadıklarına inanıyorum çünkü 28 Kasım 1927 yılında yapılan sayımda toplumumuzda okuma yazma oranı yüz 8,6 idi. Bu oran kadınlarda yüzde 3,6 erkeklerde ise 12,99 idi. Yani insanımızın yüzde doksanı zaten okuyup yazamıyordu. Dil devrimiyle ve Millet Mektepleri'nin açılmasıyla okuma yazma oranımız giderek artmış halkımız aydınlanmaya başlamıştır.

Cumhuriyet, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğunu kabul eden, bizi idare edenlerin seçimle iş başına geldiği bir yönetim biçimidir. Cumhuriyet rejiminde, demokrasi sayesinde bütün vatandaşlar kanun önünde eşittir, temel hak ve hürriyetler devlet teminatı altındadır. Cumhuriyet çağdaşlaşma, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak için uygun bir ortam oluşturur.

İlk on yılda Türkiye'nin çağ atlaması, milletimizin Atatürk'ün önderliğinde her türlü engeli aşarak uygar bir toplum haline gelişi, laik ve demokratik cumhuriyet rejimi sayesinde mümkün olabilmiştir.

Anayasamızda" Türkiye Cumhuriyeti'nin idare şeklinin Cumhuriyet olduğu "hükmünün değiştirilemeyeceği, değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği ayrı bir anayasa maddesiyle teminat altına alınmıştır. Gençlerimize, bu vatanın kolay kurulmadığı, büyük başarının ardında binlerce şehidin, binlerce gazinin kanının olduğu, Atatürk'ün önderliğinde çok büyük fedakârlıklarla yapılan devrimler sayesinde başarının perçinlendiği anlatılmalıdır.

Bize bırakılan bu emanete sahip çıkmalı, Türkiye Cumhuriyeti'ni büyük Önder'in çizdiği yolda ebediyen yaşatmalı ve onun istediği muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmalıdır. Daha nice yüz yıllar dileğiyle, sevgiyle kalın, dostça kalın ve de hoşça kalın.



Son Köşe Yazıları:
Hakan Zahit

Hakan Zahit

Niçin Zamanın Önünde Koşarız?

Abdi Satıroğlu

Abdi Satıroğlu

İki Şey Teorisi

Şinasi Şirin

Şinasi Şirin

Sen Ne Zaman Sabit Gelirlinin Sırtından İneceksin?

M. Can Özkardeşler

M. Can Özkardeşler

Zıt Sesler

Mersin Tercüman.   Haftalık Yerel Siyasi Gazete.   Web Sitemiz'de bulunan hiçbir malzeme yeniden yayınlanmak amacı ile kullanılamaz. Copyright© Mersin Tercüman 2005, tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN
E-posta
 : 
Telefon
 : 
+90(506) 443 37 30
Adres
 : 
Kiremithane Mahallesi, İstiklal Caddesi, Atlas Apt. No:87 Kat:1 No:4 Akdeniz / Mersin
(Özgür Çocuk Parkı yanı - Atlıhan Oteli karşısı)
 
 
ARŞİV
Sayfa başı kayıt adedi: